SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK : BAŞARACAĞIZ

www.basaracagiz.tr


YAPILAN HAKSIZLIKLAR VE ADALETSİZLİKLER KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR --- SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK : BUGÜN EKREM'E YAPILAN, YARIN SANA ARTIK HAYKIRMA ZAMANI... İsmi Türkiye olan bu vatanda yaşıyor ve bu vatanı seviyorsanız belki de ilk defa sorumluluk hissine kapılacaksınız çünkü vicdanınız bile rahatsız "Bu sadece İmamoğlu veya CHP ile ilgili bir konu değil... Sağ-sol, Türk-Kürt, parti ayrımlarından da öte bir mesele bu. Asıl olan, bu ülkeyi kendi mülkü, milleti kendi tebaası, yargıyı kendi sopası, medyayı kendi borazanı, yetişmiş insanları ötekileştiren giderlerse gitsinler diyen bir zihniyete, devletin kaynaklarını ise kişisel kasası gibi görenlere karşı durma meselesidir. Bu, ülkemizin geleceğini koruma ve onu bu zihniyete feda etmeme mücadelesidir."


Don't be silent, your turn will come as you remain silent. SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK ——- www.ssssg.tr ——- İmamoğlu kendini milletine emanet etmiştir, bizde emanete hıyanet olmaz.Gerekirse boykot ediyoruz bazen de Direne direne kazanacağız ama sonunda başaracağız biz kazanacağız. | KAMUOYUNA AÇIKLAMA Ben, Mesut Yücel, Türkiye Cumhuriyeti’nin sorumluluk sahibi, kamu yararının savunucusu bir yurttaşıyım. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesine ve Hz. Ömer'in "Adalet Mülkün Temelidir" yönündeki evrensel anlayışına yürekten inanıyorum. Aynı zamanda İslam ahlakının kul hakkı, vicdan ve Allah’ın adalet terazisi ile hukuk devletinin evrensel değerlerine olan sarsılmaz bağlılığımı da açıkça ifade etmek isterim. Bu temel inançlarım doğrultusunda, aşağıda yer alan ihtarnamem, şahsıma, aileme, çevreme, iş ortaklarıma veya kamu düzenine yönelik her türlü hukuka aykırı, etik dışı, manipülatif ve ahlaksız eyleme karşı kararlı duruşumu ortaya koymak; kamu vicdanını aydınlatmak, toplumsal farkındalık yaratmak ve kamu yararını gözeterek kul hakkını koruma sorumluluğumu yerine getirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Amacı yalnızca kamuoyunu bilgilendirmek olan dile getirdiğimiz fikirlerimiz ve açıklamalarımız nedeniyle hakkımızda hukuka aykırı yasal işlem yapılması; ifade ve basın özgürlüğü ile bağdaşmaz, demokratik hukuk devleti değerleri bakımından kabul edilemez niteliktedir. Kamuoyunu bilgilendirmek ve kamuoyunun bir görüş oluşturmasına imkan sağlamakla görevli kamusal alanlarda ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda eleştiri, özgürlük ve hak alanı daha geniştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Dalman v. Romanya kararında, ifade özgürlüğünün yalnızca olguların ifade edilmesiyle sınırlı olmadığı, bu özgürlüğün önemli bir unsurunun da kanaatlerin ve değer yargılarının dile getirilmesi olduğu belirtilmiştir. Ben, Mesut Yücel, demokratik düşünce ve kanaatlerimi özgürce ifade etme hakkımı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamında kullanmaktayım. Bu haklarımın engellenmesi, baskı veya şiddet altına alınması, açık ve somut delillere dayanmayan, suçsuz olduğum halde ve tamamen keyfi nedenlerle hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınmam veya tutuklanmam gibi antidemokratik girişimler karşısında, tüm yasal haklarım saklı kalmak üzere, bu tür eylemleri peşinen reddettiğimi kesin ve net bir şekilde beyan ederim. Kamu yararını gözeterek ve “KAMUOYUNA AÇIKLAMA” başlığı altında paylaştığım görüş ve ifadelerim nedeniyle hakkımda herhangi bir yasal süreç başlatmayı planlayanları peşinen ve en güçlü şekilde uyarıyorum. Bu açıklamalarımın bilerek ve isteyerek kamuoyuyla paylaşıldığı apaçık ortadadır. Buna rağmen, şahsıma yönelik haksız yere dava açılması, gözaltı veya tutuklama gibi işlemlerin uygulanması durumunda, bu kararlara onay veren ve imza atan tüm mahkeme ve devlet görevlilerini resmi olarak ve son kez uyarıyorum. Bu tür kararlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, ulusal yasalara ve uluslararası hukuk kurallarına açıkça aykırılık teşkil etmekte; düşünce, ifade, özgürlük ve güvenlik haklarımın ağır bir şekilde ihlali anlamına gelmektedir. Bu hukuksuzluklara imza atanlar, sonuçlarına katlanmak zorundadır. HUKUKİ BİLGİLENDİRME VE UYARI Bu metni okumanız, aşağıda belirtilen hukuki çerçeve ve uyarılar hakkında bilgilendirildiğiniz anlamına gelir. Bu bilgilendirme, olası hukuka aykırı eylemlerin sonuçları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25. maddesi (Düşünce ve Kanaat Hürriyeti), 26. maddesi (İfade Hürriyeti) ve 19. maddesi (Kişi Hürriyeti ve Güvenliği) temel haklarımı güvence altına almıştır. Anayasa’nın 90. maddesi gereğince, AİHS’nin iç hukuka üstünlüğü kabul edilmiştir. AİHS’nin 5. maddesi (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı), 10. maddesi (İfade Özgürlüğü) ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 9. maddesi (Keyfi Tutuklama Yasağı) ile 19. maddesi (Düşünce ve İfade Hürriyeti) haklarımın temel dayanaklarıdır. Hakkımda gerçekleştirilecek herhangi bir gözaltı veya tutuklama işlemi, Türkiye Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 90 ve devamındaki hükümlere uygun olmalı, kanuni bir dayanak taşımalı ve orantılılık ilkesine riayet edilmelidir. Aksi halde, bu işlemler hukuka aykırı olup, uluslararası insan hakları mahkemelerinde hak ihlali olarak tescil edilecektir. Yetkilileri, keyfi ve hukuksuz uygulamalardan şiddetle kaçınmaya, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı göstermeye son kez çağırıyorum. Aksi takdirde, bu uyarıyı dikkate almayanlar, doğacak tüm sonuçlardan şahsen sorumlu olacaktır. MADDİ VE MANEVİ ZARARLARA İLİŞKİN KESİN SORUMLULUK VE TAZMİNAT HAKLARIM Hukuka aykırı bir şekilde gözaltında tutulmam veya tutuklanmam nedeniyle şahsımın uğradığı veya uğrayacağım maddi ve manevi zararların yanı sıra, global ortaklarımın maruz kaldığı veya kalabileceği kayıplardan dolayı, bu kararlara imza atan ve onay veren tüm görevliler şahsi ve tüzel olarak da tam sorumludur. Bu zararların tazmini için yerel mahkemelerde ve uluslararası hukuk mekanizmalarında yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağımın bilinmesini isterim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi ve ilgili diğer insan hakları kuruluşları nezdinde maddi ve manevi tazminat taleplerim ile yaptırımlara yönelik başvurularım saklıdır. Dahası, bu hukuksuzluklara imza atanların malvarlıklarına, mülklerine ve maaşlarına haciz konulması dahil olmak üzere, Türk Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde tüm hukuki yolları kullanacağımı açıkça bildiririm. Bu kişiler, şahsi servetleriyle ve gelirleriyle bu zararları karşılamak zorunda kalacaklarını açıkça belirtirim. SON İHTAR VE UYARI Bu açıklama, hukuki süreçlerin başlatılmasından önce ilgili taraflara resmi bir bildirim niteliği taşımakta ve şahsıma yönelik haksız uygulamaların derhal durdurulması için son bir ihtardır. Bu ihtarımı dikkate almayanlar, hukukun tüm gücüyle karşı karşıya kalacak; malvarlıkları, mülkleri ve maaşları haczedilerek tazminat taleplerim karşılanacaktır. Demokratik haklarımı kullanmamdan dolayı bana yöneltilecek her türlü antidemokratik müdahaleyi reddeder, bu tür girişimleri başlatanları maddi ve manevi tazminat sorumluluğuyla birlikte en sert şekilde uyarırım. Hürriyet ortamında göreceğim tüm zararlara karşı görevlileri, davacıları ve iftiracıları sorumlu tutacağımı; bu sonuçları peşinen kabul etmiş sayılacaklarını kesin bir dille beyan ederim. SONUÇ Demokrasi dışı hiçbir eylemde bulunmadığımı, ancak demokratik haklarıma müdahale edilmesini asla kabul etmeyeceğimi tekrar vurgularım. İşbu açıklama, kamuoyuyla paylaşılmak üzere açık bir beyan niteliğindedir ve tüm yasal haklarım saklıdır. Yetkili makamları, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına riayet etmeye son kez çağırıyorum. Aksi halde, bu metinde belirtilen tüm yaptırımları uygulamaktan çekinmeyeceğim. Saygılarımla,